Pazartesi, Mayıs 31, 2010

Yarın Benim Doğum Günüüümmm

Ehhemm, ehheemmm. Yarın itibariyle 24. yaşımı dolduruyorum. Şimdiden kutlamalar ve hediyeler gelmeye başladı. Evvveet sizde gönderebilirsiniz!! Ayyyy nekadan arsız, nekadan yüzsüz bi insanım.  (Şaka yapıyorum)

Cumartesi, Mayıs 29, 2010

Amanda amaaan ne kadarda büyümüşş

Daha önce yayınlamıştım, bu menekşemin ilk hali.
Soğuk bi Antalya sabahında iş yerimin önünde bulmuştum. Rüzgardan dolayı bi balkondan aşağı düşmüştü. Aldım, temizledim...
Oda nankörlük etmedi ve yaşadı.

Vee şimdi dee çiçek açacağı günü bekliyoruz.

Perşembe, Mayıs 27, 2010

R. Şanal ve Kuantum

Bu araba resmini masamın üzerine yapıştırdım. Niye mi? Göz ne kadar görür, gönül ne kadar isterse hiç bişey ulaşılmaz değildir. Kuantum Düşünce Tekniğine göre bizim olmasını istediğimiz herşeye düşünce gücüyle sahip olabiliriz.  

Oldu da...
Bundan önceki resim şık bir salon takımıydı. Salon takımından sonra kırmızı bi araba resmi yapıştırıcam diyodum. İstediğim salona kavuştum çok şükür.Sıra araba resmi aramaya geldiğinde tesadüfen aynı sayfanın arka kapağındaydı kırmızı arabam.
Şunu öğrendim ki; bilinçaltımız çok aptal. Ne düşünürsen, iyi veya kötü onu yaşanmış kabul edip hayatının yönünü değiştiriyor. Bilinç altımı kandırmayı öğrendim, sevgili patronum sayesinde.
R. Şanal'ın Kuantum Düşünce Tekniğini bi öğrenin derim.Henüz bi kaç tane kitabını okuyabildim.

Anneciğime...

           Canım Annem'e ..
         Herkes beni güçlü sanıyor anne. Oysa ne kadar güçsüz olduğumu bir tek sen bilirsin. Senin gözünde halâ küçük bir kız çocuğuyum hiç büyümüyorum, büyümek de istemiyorum. Sanki yirmi üç değil yedi yaşındayım. Sana o kadar ihtiyacım var ki anne. Sakın beni sensiz bırakma. Ellerimi bırakma sakın anne... Sakın bir yıldız gibi kayıp gitme mavi gökyüzümden anne...
         Sen varsan her şey güzel anne. Daha bir emin basıyorum yere... Adımlarım daha hızlı, yüreğimde daha çok umut var anne... Her şeyi daha çok seviyorum seninle. Seninle daha çok gülüyorum daha az üzülüyorum. Küçük şeylerden mutlu oluyorum.Utanmıyorum yaşımdan, yada biri görürse ne der korkusu yok içimde...

           Kalp kırmıyorum anne hiç beceremedim bunu... Kimseyi sırtından vurmadım anne... Kalleşliği öğrenemedim... Çekip gitmeyi de... Zoru seçtim hep, kolayı hiç sevmedim, sevemedim...  Birini sevmedimse hiç sevemedim.... Sevdiğimi ölümüne sevdim anne... Beni bırakıp hayatımdan gidene kadar, gittiğinde bir daha sevmedim anne...

          Aşık oldum; korkmadım aşktan nede acı çekmekten... Aldım sevdiğimi karşıma sevdiğimi söyledim. Bana deli dediler bu yüzden anne... Sevmek delilikse ben zırdeliyim... Ben senden öğrendim anne ölümüne sevmeyi...

           Babamdan öğrendim sevdiğini sahiplenmeyi... İster sevsinler, ister sevmesinler... İster söylesinler, ister söylemesinler... Ben yine de severim... ben yine söylerim sevdiğimi anne...
           Minik bir yüreğe; koca bir aşkı, yüzlerce dostu sığdırdım anne... Hepsi senin kadar sevdiler beni... Kimi ablam, kimi kardeşim, kimi dostum oldular... Hepsine bir lakap taktım anne. Galiba ben halâ büyümedim anne.. Onların da yüreğinde benim yerim ayrı anne... Onlar da benim gibi anne.. Ben onlar için deliyürek oldum, cankız oldum, asi kız oldum... Görüyorsun ki anne insanları sevmekle başladı her şey... Cana can katmakla başladı her şey... Senin kınalı kuzun, ilk göz ağrın, Gamzen aslında çoktan büyüdü anne... Hayatı tanıdı.. Düştü kalktı... Yine yoluna devam etti dostlarla...

        Bazen ben bile şaşıyorum kendime... Güçlü olan ben miyim? Yoksa içimdeki küçük kız mı?            Karıştırıyorum bazen bu iki kimliğimi anne... Üzüldüğümde sen yoksan yanımda içimdeki küçük kıza sarılıp ağlıyorum ona dert yanıyorum... Bazen düşünüyorum o küçük kızı benimle beraber mi doğurdun? Ben büyüdükçe o hep küçülüyor, küçük kalıyor anne... Belki de bu yüzdendir sen beni görünce onunla karıştırıyorsun... Çünkü ben yirmi üç, o yedi yaşında anne... Bunu kimseye söyleme anne... Onlar yine beni olgun sansınlar…

           Seninle hep gurur duydum, senin benimle gurur duyduğun gibi. Zekkuşum

           Seni Çok Seviyorum. Senin için ölürüm anne... İyi ki senin kızınım, iyi ki her şeyimle sana benziyorum anne... Allah'a emanet ol canım anneciğim... Ellerinden öpüyorum...

Babacığıma...

Benim canım babacığım
             Satırlarıma başlamadan önce öperim nasırla örülmüş ellerinden. Zamanın geçmek bilmediği uzun saatler geçti ayrılalı senden. Nasılsın şimdi babacığım, iyimisin?
             Dağları huzur veren memleketimizde, Suları berrak akan Martta kır çiçekleri açan, vaktin muhabbette eridiği memleketimizde nasılsın? İyi olmamak için sebep, kederlenmek için neden, ağlamak için zaman yok değil mi babacığım orda. Dışarı çıkmadığında bazen, arayıp soran komşular, yalnız kaldığında yalnızlığını paylaşan, kara gün dostları, gelip hal hatır soran akrabalar var değil mi babacığım orda? İyi değilim demek için sebep bulunmaz zaten orda. Değil mi benim canım babam. Belki ilk defa bu kadar düşünüp, resmine bakıp bu kadar dolup hüzünleniyorum. Bu kadar ırak hissediyorum kendimi sana…
             Yokluğun bu kadar dokunmamıştı bana. Daha önce bu kadar ağlamamıştım. Büyüttüğüm hüznümden ağlayarak hiç yazmamıştım sana. Hayat beni ağlatmamıştı baba. Yalan beni kanatmamıştı şah damarımdan. Gurbet bana hiç bu kadar dokunmamıştı. Canım babacığım senden uzak yaşamak o sıcacık nefesinden, o gülen gözlerinden, insana güven veren can veren onurlu yüzünden, ayrı kalmak ayrı yaşamaya çalışmak çok zor babacığım bu şehirde. Bu soğuk ve yabancı şehirde kara bir kâbustan başka hiç bir şey değil. Yokluğu yüreğimin en ücra köşesini bile dağlayan hasretini, kanadı kırık çekmek çok ağır geliyor bana babam. Şimdi sen olsaydın yanımda, “kızım” deseydin “merruşem” deseydin. Bu şehre bu kadar öfkelenmezdim, sağır gecelere şikâyet etmezdim sensizliği, belki gözlerim kan çanağına dönüşmezdi baba. Gülmeyi unutturdu bu şehir bana. Unuttum iyiyim demeyi. Bana hal hatır soranlara gülmeyi ne kadar özledim baba. Seni ne kadar özledim baba. Bende gülebilirdim belki herkes gibi. Anlatılınca kahkaha atılan bir fıkraya belki de bende mutlu olabilirdim. Ama şimdi sen yoksun yanımda gözlerime hayalini getirip resmine bakıp bakıp ağlamaktan başka ve şu mahzun halimi yazmaktan başka hiçbir şey yok bende babacığım.
            Bu şehir beni hiç sevmedi baba. Hiç sarmadı beni. Hiç gülmedi bana. Geldim geleli hep düşman kesildi, boynumu büktüm karşısında yinede kabul etmedi beni bu şehir baba. Hiç kucaklamadı bu şehir beni…

            Yarın yine işe buruk gideceğim, Heveslerim kırık ve soluk. Yarın yine titreşecek dilimdeki kelimeler, zorda olsa güçte olsa yalanda olsa gülüyor gözükeceğim…

           Dualarını eksik etme baba. Senin hasretin bana kar kadar pak, kan kadar hak babam. Hoşça kal babacığım…

Antalya Sosyete Pazarı


Adliyeye yakın olduğu için her perşembe öğle arası mutlaka gideriz. Bi çok ünlü marka etiketleri kesilmiş halde tezgahlarda, 5 lira-7,50 lira- 10 lira...
Bugün yine gittim ve tayt üstü giyebileceğim iki tunik kaptım.

Fiyonkluyu henüz denemedim ama bence en güzeli o. Cici kız olurum belki giyince :)))

Salı, Mayıs 25, 2010

Diyete Devam

Bugün tamı tamına 15. gündeyiz. Yavaş yavaş eriyoruz galiba :)) İnşallah devamı gelecek. Çok zorlanıyorum adliyedeyken yaa... Ya çift kaşarlı tost yiyceksin yada bişey yemeden büroya dönüşü bekliyceksin. Allah kimseyi açlıkla terbiye etmesin ( Amiiiin)

İşyerindeki üç arkadaşla başladık diyete. 4. gün ilk firemizi verdik, yola iki kişi devam ediyoruz. Neymiş efenim kilo veremiyomuş. Hade canım hadee..yersen homini gırtlak tabe veremezsin. Biz nasıl veriyoz?  (kendileri bu yazıyı okuyunca bakalım bana ne tepki verecek:))) beklemedeyim)

Meğer Benim Ayarlarım Bozukmuş :)))

Sevgili Hülya yazımı okuyunca bana ulaşmak istemiş ama yorum yazamamış meğer bendeymiş problem :)) İzleyicisi olduğumu farkedemeyincede başka bi blogdan yardım alarak bana ulaşmaya çalıştı



Drama Queen'in Dikkatine!!! Mimozayım Arkadaşımız İçin Özel Post



Öncelikle Mimozayım beni izlemeye almadığı için bu postu ulaştıramayacağımı biliyorum bu yüzden postumu Drama Queen'e paslamak istiyorum çünkü onu Mimozayım'ın izledikleri listesinde gördüm. Drama Queen lütfen bu postu Mimozayım'ın görmesini sağlar mısın?... Şimdiden teşekkürler...






Mimozayım. Canım benim bloguna daha önce yorum bırakmaya çalıştım. Ama bloguna yorum bırakılamıyor. Yorum yok diye sitem etmişsin ama "yorum bırak" yazan yere tıkladığımızda yorum yazabileceğimiz bir panel açılmıyor dolayısıyla yazamıyoruz hiçbirşey. Sitenden sana ulaşabileceğim bir mail adresi de bulamayınca post yazmaya karar verdim. Blog ayarlarını bi gözden geçir istersen.






Öpüyorum seni....
 
 
Tamamen benden kaynaklı bi problem varmış. Üzgünümm..

Küstüm, oynamıyorum.

Bazen düşünüyorum, kimse benim yazılarımı okumuyor galiba... bu zamana kadarki yazılarımda hiiç yorum okuyamadım. Karar verdim daha paylaşım yapmıycam.

Pazartesi, Mayıs 24, 2010

Sonunda Bitti


Daha önceki kurdelası bordo renkti burada çiçekler beyaz olduğu için beyaz kurdelayla yeniden düzenledik.


İş arkadaşım Buket için hazırladığım kutu sonunda bugün bitti. Tam istediğim gibi olmasada eski görüntüsünden uzak süslü bi takı kutusu oldu.
Güle güle kullansın.


Cumartesi, Mayıs 22, 2010

Memleket Hatırası :)


Hayatta dayanamam kumpire. Bu kumpiri memlekete giderken Samsun'da yemiştim. Çok lezizdi. Zaten bi İstanbul/Ortaköy bi de Samsun'da yerim bu kadar lezzetlisini. Kaç aydır Antalya'dayım henüz aradığım lezzeti bulamadım.Bekarken sırf kumpir yemek için Samsun'a gittiğimi bilirim.Diyetteyim ya bakıp bakıp iç çekiyorum.


Burası köyümüz. Ve bunlar da ablam ve kardeşim. Köye babaanne,anneanne ziyareti için gittik. Nasıl özlemişiz....Heryer yemyeşil, mis gibi toprak kokusu...
Üç kardeş yaklaşık 5 aydır yanyana gelmemiştik.

Erkek kardeşimin iki ablasıyla olan ilişkisi biraz farklıdır. Bana diğer ablasından daha tutkundur. Paşamın büyüme çağlarında, ablamız üniversiteye gittiği için hep beni buldu yanında. O yüzden midir bilmem bana daha bağlıdır. Ablama el şakası yapamaz, benim tepemden inmez, ağzı kilit gibidir kimseye bişey anlatmaz, bana içini dışını döker. Ablamla biraz daha resmi benle alabildiğine yılışık olur.

Ablamsa her ikimizede düşkündür. Bekarken kedi köpek misali birbirimizi yerdik, ne zaman ki ayrıldık değerimizi anladık. Ben evlendikten sonra daha da bağlandık birbirimize..

Çok şanslıyım ki; böyle bi ablam ve kardeşim var. Yeşil gözlü Paşam ve Apdıragow (anlamı ne? yada anlamı varmı? bilmiyoruz ama bu benim ablama taktığım lakaptır. Hatta zamanla kısalıp Aptır olmuştur :)) Telefonumda bile böyle kayıtlı ) sizi çoooooooooooook seviyorummmm.

Cuma, Mayıs 14, 2010

Diyetteyiz..


Çok sıkı diyetteyiz. Diyetteyiz diyorum çünkü bürocek başladık. 4. gündeyiz şimdiden su koyveren arkadaşlarımız var. Ama yok ben istikrarlıyım,  düğünden sonra 6-7 kilo aldım, acilen vermem gerek. Bol su içmeye dikkat ediyorum. Su içmeyi sevmeyen biri olarak beni en çok zorlayan kısımdır. Dikkat ediyorum dediğimde günde 3 pet şişeyi geçemiyorum. Vallahi gözlerim kararıyor içerken. Zorla içemiyorum işte...

Perşembe, Mayıs 13, 2010

Baklalı Tokat Sarması

Canım annem, çok sevdiğimi bildiği için Erbaa'ya indiğim ilk gün yapmış. Sormuştu zaten "ne istersin" diye. Dolma ve Borani istemiştim. Ellerine sağlık yapmış pişirmiş. Bizde afiyetle yedik.


Ellerin dert görmesin annem... Zehir olsa yerim elinden.

Geri Dönüş

Uzuuuun bi aradan sonra geri dönmeye çalışıyorum aranıza. Çok fazla ilgilenemedim bloğumla. Ben yokken büroda işler birikmiş, onları halletmekle meşgulum. Fazla net başında oturamadım. Birsürü eklemek istediğim foto var aslında ama zamanım kısıtlı sadece kumanda panelinden takip edip kapatıyorum çoğu zaman.


Memleket havası bana iyi geldi. Artık daha rahatım Antalya'da, galiba sevmeyede başlıyorum. Eee daha mı sevmiyim? 9 ay oldu ben buraya geleli. Yinede insanın memleketi gibisi yok yaa. Bülbül altın kafes hesabı...

Cumartesi günü bloğumla ilgilenme günü olarak ilan ediyorum. Bu gidişle gün ayarlayamazsam bloğum eriyip gidecek. :(

Sağlıcakla kalın.

İlk ödülümmm Teşekkürler Bilmediğiniz Kalmasın ve Hayalcinin Günlüğü

Sevgili Bilmediğiniz Kalmasın ve Hayalcinin Günlüğü bu ödülü bana layık görmüşler.
Saolsunlar varolsunlar. Şimdi benimde 10 Kişiye bu ödülü göndermem gerekecek ama ben bütün izleyicilerime göderiyorum. Hepsi ayrı ayrı tatlılar :)

Pazar, Mayıs 02, 2010

Bilmediğiniz Kalmasın Teşekkürler


Hediye çekilişinin ve güzel elbisenin sahibi ben olmuşum. Canım arkadaşıma çoook çok teşekkür ediyorum.  Yüreğine sağlık.

Cumartesi, Mayıs 01, 2010

Zeynebin Dünyasııııı duy beniiiiiiiiii

Zeynepcim ben galiba hediye çekilişinden hediye kazanmışım ama bi türlü bağlanamadım bi yardım edebilirmisin canım.

PAPATYA BAHCESI: Kedi Merdiveni KolyesiEvettt kazanan* mimozayım*.. Katılan herkese çokkk teşekkür ediyorum.. Mimozayım iletişim bilgilerin için en kısa zamanda mailini bekliyorum cnm :* ...



www.meltemindunyasi.com/2009/07/kedi-merdiveni-kolyesi.html - Önbellek


Zeynep'in Dünyası: nevresimdunyasindan ilk süpriz hediyeEvettt kazanan* mimozayım*.. Katılan herkese çokkk teşekkür ediyorum.. Mimozayım iletişim bilgilerin için en kısa zamanda
 
Google da bu yazıyo ama senin kayıtlardan bulamadım asıl yazıyı. Yardım et lütfeeenn..

Sonunda Hasret Bitiyor

2 saat sonra uçağım kalkacak ve ben bi kaç saate annemin babamın kardeşimin yanında olucam. Çok mutluyum. Bir hafta yokum. Bekle Erbaa efsane geri dönüyor. Tüm ailesinden uzakta olanların kavuşması dileğiyle. Hoşçakalın........