Cuma, Ocak 29, 2010


Benim canım babacığım
Satırlarıma başlamadan önce öperim nasırla örülmüş ellerinden. Zamanın geçmek bilmediği uzun saatler geçti ayrılalı senden. Nasılsın şimdi babacığım, iyimisin? Dağları huzur veren memleketimizde, Suları berrak akan Martta kır çiçekleri açan, vaktin muhabbette eridiği memleketimizde nasılsın? İyi olmamak için sebep, kederlenmek için neden, ağlamak için zaman yok değil mi babacığım orda. Dışarı çıkmadığında bazen, arayıp soran komşular, yalnız kaldığında yalnızlığını paylaşan, kara gün dostları, gelip hal hatır soran akrabalar var değil mi babacığım orda? İyi değilim demek için sebep bulunmaz zaten orda. Değil mi benim canım babam. Belki ilk defa bu kadar düşünüp, resmine bakıp bu kadar dolup hüzünleniyorum. Bu kadar ırak hissediyorum kendimi sana…

Yokluğun bu kadar dokunmamıştı bana. Daha önce bu kadar ağlamamıştım. Büyüttüğüm hüznümden ağlayarak hiç yazmamıştım sana. Hayat beni ağlatmamıştı baba. Yalan beni kanatmamıştı şah damarımdan. Gurbet bana hiç bu kadar dokunmamıştı. Canım babacığım senden uzak yaşamak o sıcacık nefesinden, o gülen gözlerinden, insana güven veren can veren onurlu yüzünden, ayrı kalmak ayrı yaşamaya çalışmak çok zor babacığım bu şehirde. Bu soğuk ve yabancı şehirde kara bir kâbustan başka hiç bir şey değil. Yokluğu yüreğimin en ücra köşesini bile dağlayan hasretini, kanadı kırık çekmek çok ağır geliyor bana babam. Şimdi sen olsaydın yanımda, “kızım” deseydin “merruşem” deseydin. Bu şehre bu kadar öfkelenmezdim, sağır gecelere şikâyet etmezdim sensizliği, belki gözlerim kan çanağına dönüşmezdi baba. Gülmeyi unutturdu bu şehir bana. Unuttum iyiyim demeyi. Bana hal hatır soranlara gülmeyi ne kadar özledim baba. Seni ne kadar özledim baba. Bende gülebilirdim belki herkes gibi. Anlatılınca kahkaha atılan bir fıkraya belki de bende mutlu olabilirdim. Ama şimdi sen yoksun yanımda gözlerime hayalini getirip resmine bakıp bakıp ağlamaktan başka ve şu mahzun halimi yazmaktan başka hiçbir şey yok bende babacığım.


Bu şehir beni hiç sevmedi baba. Hiç sarmadı beni. Hiç gülmedi bana. Geldim geleli hep düşman kesildi, boynumu büktüm karşısında yinede kabul etmedi beni bu şehir baba. Hiç kucaklamadı bu şehir beni… Yarın yine işe buruk gideceğim, Heveslerim kırık ve soluk. Yarın yine titreşecek dilimdeki kelimeler, zorda olsa güçte olsa yalanda olsa gülüyor gözükeceğim…
Dualarını eksik etme baba. Senin hasretin bana kar kadar pak, kan kadar hak babam. Hoşça kal babacığım…Seni çok seviyorum.

Çarşamba, Ocak 27, 2010

BU ARALAR YOĞUNUM BÜRODA FAZLA KALAMIYORUM. SABAHTAN ADLİYEYE GİDİP ORDANDA EVE GEÇİYORUM.

Pazartesi, Ocak 25, 2010


Patronumuz bugün ferdi kaza sigortamızı başlattı. İşe gidip gelirken veya iş dışında başımıza bişey geldiğinde masraflarımız şirket tarafından karşılanacak.Ölümle sonuçlanırsa 400 milyar para verilecek.Bugün şirketten gelen bayan paranın kime kalmasını istediğimi söyledi Anneme kalması için işlem yaptırdım. İnsanın ölesi geliyor yahu...:)))
Babamı arayıp annemin kimlik bilgilerini aldım. Ne gerek vardı diyo babam.İlahi baba öldümde sanki parayı almaya çekiniyo. Dur hele daha yaşıyorum para mara yok:)))

YEŞİL GÖZLÜM
Bu da yeşil gözlü paşam. Duruşu, gülüşü, gözleri. O bir klas.

Cuma, Ocak 22, 2010

canım anneme mektup


Herkes beni güçlü sanıyor anne. Oysa ne kadar güçsüz olduğumu bir tek sen bilirsin. Senin gözünde halâ küçük bir kız çocuğuyum hiç büyümüyorum, büyümek de istemiyorum. Sanki yirmi üç değil yedi yaşındayım. Sana o kadar ihtiyacım var ki anne. Sakın beni sensiz bırakma. Ellerimi bırakma sakın anne... Sakın bir yıldız gibi kayıp gitme mavi gökyüzümden anne... Sen varsan her şey güzel anne. Daha bir emin basıyorum yere... Adımlarım daha hızlı, yüreğimde daha çok umut var anne... Her şeyi daha çok seviyorum seninle. Seninle daha çok gülüyorum daha az üzülüyorum. Küçük şeylerden mutlu oluyorum.

Utanmıyorum yaşımdan, yada biri görürse ne der korkusu yok içimde... Kalp kırmıyorum anne hiç beceremedim bunu... Kimseyi sırtından vurmadım anne... Kalleşliği öğrenemedim... Çekip gitmeyi de... Zoru seçtim hep, kolayı hiç sevmedim, sevemedim... Birini sevmedimse hiç sevemedim.... Sevdiğimi ölümüne sevdim anne... Beni bırakıp hayatımdan gidene kadar, gittiğinde bir daha sevmedim anne...

Aşık oldum; korkmadım aşktan nede acı çekmekten... Aldım sevdiğimi karşıma sevdiğimi söyledim. Bana deli dediler bu yüzden anne... Sevmek delilikse ben zırdeliyim... Ben senden öğrendim anne ölümüne sevmeyi... Babamdan öğrendim sevdiğini sahiplenmeyi... İster sevsinler, ister sevmesinler... İster söylesinler, ister söylemesinler... Ben yine de severim... ben yine söylerim sevdiğimi anne...

Minik bir yüreğe; koca bir aşkı, yüzlerce dostu sığdırdım anne... Hepsi senin kadar sevdiler beni... Kimi ablam, kimi kardeşim, kimi dostum oldular... Hepsine bir lakap taktım anne. Galiba ben halâ büyümedim anne.. Onların da yüreğinde benim yerim ayrı anne... Onlar da benim gibi anne.. Ben onlar için deliyürek oldum, cankız oldum, asi kız oldum... Görüyorsun ki anne insanları sevmekle başladı her şey... Cana can katmakla başladı her şey... Senin kınalı kuzun, ilk göz ağrın, Gamzen aslında çoktan büyüdü anne... Hayatı tanıdı.. Düştü kalktı... Yine yoluna devam etti dostlarla... Bazen ben bile şaşıyorum kendime... Güçlü olan ben miyim? Yoksa içimdeki küçük kız mı? Karıştırıyorum bazen bu iki kimliğimi anne... Üzüldüğümde sen yoksan yanımda içimdeki küçük kıza sarılıp ağlıyorum ona dert yanıyorum... Bazen düşünüyorum o küçük kızı benimle beraber mi doğurdun? Ben büyüdükçe o hep küçülüyor, küçük kalıyor anne... Belki de bu yüzdendir sen beni görünce onunla karıştırıyorsun... Çünkü ben yirmi üç, o yedi yaşında anne... Bunu kimseye söyleme anne... Onlar yine beni olgun sansınlar…


Seninle hep gurur duydum, senin benimle gurur duyduğun gibi. Zekkuşum Seni Çok Seviyorum. Senin için ölürüm anne... İyi ki senin kızınım, iyi ki her şeyimle sana benziyorum anne... Allah'a emanet ol canım anneciğim... Ellerinden öpüyorum...



VOLKAN KONAK.


Sesi, şarkıları, tarzı, kişiliği... Süper bi insan. Dinlerken insanın içini rahatlatan kadife gibi okşayan mükemmel bi ses. Yazın bi kaç kez konser verdi Antalya'da çok niyetlendim gidemedim. Bu yaz mutlaka giderim.

Perşembe, Ocak 21, 2010



CANIM BABAM...


Az önce aradı, özlemiş beni canım babam... Kendine iyi bak diyor kapatırken. Sesim ağlamaklı sende iyi bak dedim:( Annemi öp yerime...Yerime, oysaki en büyüğünden ben öpmek istiyorum.


Çok özledim..Onlardan uzaklaşmakla kendimi çok şanssız görüyorum. Keşke evliykende onlarla kalabilseydim. Evlilik bana anneme babama hasret bıraktı bu yüzden olsa gerek aylardır evliliği sevemedim.
Annem çok dedi ama uzağa gitme diye... Dinlemedim, salak kafam. Keşke eşim Erbaa'lı olsaydı. O zaman hayat benim için çoook güzel olurdu.

Çarşamba, Ocak 20, 2010


Dayımın oğlu RAMİZ. O benim en değerlilerimin içinde. Çok zeki bişey. Hazır cevap kısacası manyak bi çocuk. Dün akşam telefonla konuştuk.Beni çok özlemiş ne zaman geliyon diyo:( Bide Gültekin abisi beni dövüyomuymuş, dövüyosa o' da Gültekini dövermiş.Ağlamıycakmışım arada sırada onu arıycakmışım.Kurban olur gamze ablası ona çirkin ördeğim benim .

Pazartesi, Ocak 18, 2010


TEYZESİNİN KUZUSUUUU...
Kına gecemden bi kare, yoktu bende bu sabah erbaa'dan bi arkadaşım gönderdi. Şaşırıyorum yaa hiç hatırlamıyorum, sanki o ortada oturan ben değilim başkası oturuyor öyle..Düğün cd mi izlerkende bu hissi yaşadım biri kulağıma bişey söylemiş ne söylediyse kahkayla gülmüşüm vallahi hatırlamıyorum.Başka birini izledim tüm cd boyunca ilginç. Aklımda başımdaydı ama....

Azcık arkada annem oturuyo.Azcık kafası gözükmüş onun için koydum bu fotoyu o var diye.. Çok özledim, çok çok özledim.Hem annemi hem babamı ben herkesi özledim. Of yaaa.. alışamıyorum, hiç geçmiyo özlemim.

İnşallah giderim yakın zamanlarda.

Cumartesi, Ocak 16, 2010

Felaket yorgunum...

Dün akşam iş çıkışı yeni evi temizlemeye gittim gece 12 de iş bitti eski eve döndük. Son ana bıraktığımız buz dolabındaki yiyecekleri koliledik kalan perdeleri indirdik saat etti 3, yatağımız yorganımız sabah 8 de toplandı, nakliye eşyaları yükledi onlar yeni evin yolunu tuttu bende işyerinin. Adliyeye gidip saat 2 gibi yeni eve geçicem.
Gözlerimin üstünde fil oturuyomuş hissindeyim. Aşağı kolay iniyolar da yukarı kalkarken büyük mücadele içindeler :)

Cuma, Ocak 15, 2010

yorgunluk hat safhada...

gündüz işe git, akşam eşya kolile.
dün gece de yatak odasıyla mutfağı koliledik. Güya bi kaç koli çıkacaktı. Artık koliler 8'i geçince oha dedim:))))

bugünde iş çıkışı evi temizlemeye gidiyoruz:( yarında eşyalar taşınacak, ne kadar şanssızım ki yağmur yağıyo:(
nefret ediyorum kapalı havalardan buhranlar basıyo daralıyorum.

Çarşamba, Ocak 13, 2010



ablamla kurban bayramında köydeydik. Ben düğünden sonra ablamda doğumdan sonra ilk kez gittik. Anneanneler ve babaanneler köyde yaşadıkları için köye mutlaka gidilir hatta bayram köyde geçirilir çok güzel bi bayram geçirdik herkesi özlemişiz helede birbirimizi...:( Bayram yemeğinden sonra dışarı çıkıp sigaralarımızı tüttürdük:)Ablam bırakmış sigarayı şimdi, bende bırakmaya çalışıyorum kendi çapımda.Her paket son paketim olur. öyle öyle bırakıcam bi gün:)


Babacım ve kuşumuz şakir:)) Yavruyken geldi eve kaçırmasaydık kesin konuşmayı öğrenirdi, zaten az çok bişeyler diyodu . Tam sekiz ay hayvana gittim geldim cici kuş dedim saf yaratık sadece cici diyebildi :) Komutları biliyodu sadece gel deyince gelir git deyince giderdi.Babam çok severdi benim kuşumdu ama benden çok o sever ilgilenirdi. Annecimde aylarca pisliğinden dert yakındı , zaten kaçınca ilk o sevindi "pisliğinden bari kurtuldum" dedi. Bugün babamla konuştum, üzüldüm çok çok özledim onları :(
Felaket yorgunum, uykumu alamıyorum.Bu sabah iş arkadaşım gece uyuyup uyumadığımı sordu.Gözlerim çok kötü görünüyomuş:( cuma günü temizlik yapılacak yeni evimize cumarteside eşyaları götürtücez.Bende artık pazar günü yerleşirim:) yorgunluk ve stres beni bekliyor.Yeni evin fotolarını yayınlarım sonra...

Salı, Ocak 12, 2010


tam 21 yıllık arkadaşım, candostum... annem babam kadar özledim. İki günün biri ya ben ondaydım ya o bende aynı sokakta oturuyor olmamız tabi işimizi kolaylaştırıyodu gece saat kaç olursa olsun çat kapı ben geldim yapardık. Ahhh ah 7 ay oldu ayrılalı her telefonda konuşmamızda ağlarız :( annemin ayağında benim terliklerimden birini görmüş ağlamış bunuda bana anlatınca bende eşlik ettim ağlamasına. Arkadaştan öte kardeşim o benim. Hayatın yüzüne gülmesi dileğimle...
dün eşimim yoğun aramaları sonucu konyaaltında ev bulduk kontrat 15'inde başlıycakmış yani hafta sonu taşınmamız gerek dün akşam kendi çapımızda vitrini felan söktük ben yerden bi halı topladım :) bi de dün akşam şunu öğrendim: kimseyi kandi düşündüğün gibi düşünüyodur sanmıycaksın ne fesat insanlar var ne dengesiz insanlar var yaa

Pazartesi, Ocak 11, 2010

ööööffff pazartesi ilk iş günü.Sendromum tuttu yinee:)))Hafta sonu ev baktık eşimle beraber dinlenemedim yine. Güzel bi ev bulduk, benim iş yerine uzak ama ev süper. Bugün tekrar gidecek bikaç yere daha bakacak, ay sonuna kadar taşınırız heralde.

Cumartesi, Ocak 09, 2010


doğum, düğünüme denk geldiği için ablam düğünüme gelememişti. bende yeğenimi tam 3,5 aylıkken gördüm. Ablam düğünüme gelemediği için çok üzüldü, tabiki bende çok isterdim ablamla düğünümde karşılıklı oynamayı :(( neyse... insanın teyze olması başka bişey ya bayıldım ben bu ufaklığa:) çirkinn kızım benim...

Cuma, Ocak 08, 2010

annemi, babamı çok özledim


sizi çok seviyorum, çok özledim :(((