Salı, Nisan 27, 2010

Hayalcinin Günlüğü'nden Mim

Sevgili Hayalcinin Günlüğü beni mimlemiş.  Sevinerek ve içtenlikle cevaplıyorum.

1.Şu an okumakta olduğunuz kitap ve kısaca konusu?


Kuantum Düşünce Tekniği R. Şanal. Bilinçaltımızı kullanarak hayatımızı nasıl kendi isteğimize göre kullanabiliriz teknikleriyle anlatan bir kitap. 

 
2.En son aldığınız kitap?

Para verip aldığım kitap en son lise son sınıftaydı. Doğan Cüceloğlunun  İletişim teknikleri serisini almıştım.

 
3.Şimdiye kadar aldığınız kitaplar içinde en sevdiğiniz?

Şuan okuduğum ve hayatımı değiştiren kitaplar Kuantum serisi.

 
4.Bir türlü bitiremediğiniz ,bitirseniz de sizi illallah ettiren kitaplar?

İtalyanca Aşk Başkadır. Hala son 50 sayfası bitmedi. İllallah çekmedim okurken güzeldi ama diğer kitaplara başlayıca kalıverdi kenarda.
5.Bundan önce okuduğunuz kitap?

Yazarını hatırlayamadım ama Limit Sizsiniz.

6.Elinizdeki kitap bitince okumayı düşündüğünüz kitap

İtalyanca Aşk Başkadır'ı bitirip, kenarda bekleyen Bakirenin Aşığı.


Bende bu mim'i sevgili Esra ve balböcükleri'ne gönderiyorum.

Pazartesi, Nisan 26, 2010

Babam ve ben

Babam geldi, gitti. 2 gün misafir ettim. Bol bol gezdik, fotoğraf çekindik. Biraz zayıflamış gördüm ama morali güzeldi. Allah sağlık versin babama....

Hafta sonu

Canım annemin ellerine sağlık, çok sevdiğimi bildiği için babamla gönderdiği Borani. Hafta sonu hemen yapıp afiyetle yedik.

Zeytin yağlı kırmızı biber. Yine annemden.


                       Bir gün önceden doldurup dolaba koyduğum kuru biber dolması. Pek bi lezzetliydi.

Cumartesi, Nisan 24, 2010

Babam geldi......

Babam geldi ve çok mutluyum. Bol bol gezicez... Annem saolsun bana bi koli hazırlamış. Neler çıkmadı ki...

    İncir reçeli, El yapımı salçamız, Kuru biber, boranilik ve kesme çorbalık erişte, katmer, bazlama.... daha saymakla bitmiyor.

          Dün akşam hemen gelen kuru biberidoldurdum. Bugün için pişmeye hazır daolapta bekliyor.

Ablamın Hediyesi 4

İşte savaroski taşlı bilekliğim.

                                                

Bu daa.. gerçek taşlı küpem. Taşları akikmiş.

Perşembe, Nisan 22, 2010

Babacım geliyoo

Allahım ne kadar mutluyum...

    Yarın sabah babam antalyaya iniyor. Önce ablam sonra babam ardından da memleket turum. Hepsi arka arka harika yaa.

   Babamın tıbben önemli ama bizim için atlatabileceğimiz bi rahatsızlığı var. Büyük moral olacak bu gezi ona. Canım babam, Allah şifasını versin. Bize bağışlasın, hiiiç eksik etmesin gölgesini üzerimizden...

     Hayatta insanı karşılıksız seven bi tek anne babaymış. Varım, yoğum, herşeyim haktır onlara.

Buket için


İş arkadaşım Buket için yeni ev hediyesihazırlıyorum. Elimizde ahşap, üzeri mahvolmuş bi kutu vardı ve kaplamamı istedi. Bende  büroda boş vakitlerde bişeyler yapıverdim. Kutunun üzerini önce çiçekçilerin çiçek saksılarını kapladığı kalın kartondan kapladım. Sonrada kağıda uygun dal parçaları, yaprak ve çiçek ekledim. Henüz çalışma bitmedi aklımda değişik bir fikir var. Tamamladığımda tekrar yayınlarım. Sizce nasıl olmuş?

Ablamın Hediyesi 3

İşte ablamın diğer hediyeleri..

1: Glazewear metallic fırçalı ruj

2:Urban Flowers (çilek kokulu) parfüm

3: Lıp Gloss parlatıcı

4:Big colour iki taraflı göz farı (Gri ve mavi)

                        Parfümü sabah evden çıkarken sıkıyorum akşam hala üzerimde oluyor. Mis gibi çilek kokuyorum gün boyu. Eşim çok sevdi :)) 

                        Ruj ve parlatıcı tam istediğim şekilde. Fotoda koyu çıkmış rengi ama aslında pembiş renk. Parlatıcıyıda bazen bazsız bazende bazlıkullanıyorum.

                        Göz farı çok pratik kalem şeklinde ve kalın uçlu genelde gri tarafını kullandım. Henüz maviyi denemedim.

                Bunlar makyaj çantamdaki hediyelerim. Evde yanımda taşımadığım daha bi çok hediyesivar ablamın, canım ablam yaaa.... Bilirki kokona kardeşi makyajı sever. Akşam fotosunu çekebilirsem savaroski (umarım doğru yazmışımdır) taşlı bilekliğimi çekip yayınlıycam. Ablama "bu çok güzelmiş" demeye gelmedi yine. Ne varsa üzerinde döküldü bana gitti. Hatta pantolonunun birini bile bırakıyodu ki Erbaa'da görüştüğümüzde verirsin deyip gönderdim.

Ablamın hediyesi 2

Avon takipçileri bilir, bu yüzük avonun takısı küpesi ve kolyesiyle birlikte takım. Ablacım çok beğendiğim için yüzüğü bana hediye etti. Severek takıyorum bi kaç gündür. Adliyede bi çok kişi beğenip denemek istedi.

acaip gösterişli bi yüzük.

Ablamın Hediyesi

İşte ablamın hediyelerinden bi tanesi el emeği göz nuru. Kara kalem çalışmaları yapar ablam ara sıra. Evim için bi tanesini çerçeveletip bana hediye etti. Elleri dert görmesin. Benim çok hoşuma gitti ve duvardaki yerini aldı. Resim biraz karanlık çıkmış, gölgeler tam belli değil ama sizce nasıl olmuş?

Çarşamba, Nisan 21, 2010

Özet

           Ablamlar gideli 3 gün oluyor. Nasıl alışmışım kuzuma, ablama... yolcu ettiğim gün eve giremedim. Tezgahın üstünde kuzumun dişlediği elmayı görmek yetti, ağladım durdum. Ablamlarla bol bol gezdik, denize girdik, yat turuna çıktık. İki gün deniz keyfi yaptık, ben güzelce yandımda ablamın yanması pek bi komik oldu. Güneş gözlüğüyle güneşlenince yüzünde gözlüğün izi çıkmış.

       Gelirken bana bir sürü hediye getirmiş. Kulağındaki küpeden kolundaki bilekliğe kadar bana bıraktı. Zaten ablama "ayy bu çok güzelmiş" demeye görüyüm. Bi ara yayınlıycam hediyeleri.

       Pazartesi gününden beri boğazım ağrıyor, sabahları inanılmaz bir acıyla uyanıyorum. Ablamla konuştum ablamdada bendeki gibi bi öksürük var. Sanırım denizden olduk. Su sıcaktı ama ilk girdiğimiz için üşütmüş olabiliriz.


          23 nisanda babam burda olacak arkasından 1 mayıstada ben gidiyorum memlekete. Ablam ve babam piyangodan çıktılar. Benim gideceğim belliydide onların geleceği süpriz oldu. Ablamda memlekete gideceği için tekrar görüşebilecez. Ayrılırken tek tesellimiz "10-15 güne tekrar görüşücez" dedik.

Pazartesi, Nisan 19, 2010

SÜper ürünler

Azimle katılıyorum çekilişlere, şansım kapandı çıkmıyor bişey. Ben yinede deniyorum şansımı sizde bi göz atın link bırakıyorum    tıkırtın:))

Cuma, Nisan 16, 2010

Dün akşamın menüsü



Memleketimizin meşhur çorbalarındandır. Biz Aşlık Çorbası deriz ama buralarda kullanılan adı Soğuk ayran aşı çorbasıymış. Ablamın eşide benim eşimde yemedi çormadan :) Ablamla ben bayıla bayıla yedik, özlemişiz.
Her türlü otu severiz o yüzden salatada yok yok. Ekşi ot, dere otu, nane, aysberg....

Ana menümüzde arpa şehriyeli pirinç pilavı ve fırında köfte.
İş çıkışı 1 saat içinde yaptığım için yemekleri teferruata giremedim. Tatlı felan yoktu yemekten sonra. Balkonda çay keyfi yapılacaktı üstüne ama acil bi program değişikliğiyle dışarı çıkıldı. Özdilek AVM'ye gittik. Biraz deniz kenarında durup fotoğraf çekindik.

Çarşamba, Nisan 14, 2010

Kapı Süsüm

Eşimle yaptığımız kapı süsümüz. Sadece 2 lira harcayarak yaptık bunu. Kahverengi sprey boya ve süsün ortasındaki korkuluğa para verdik. İşin en zor kısmı gazete kağıtlarını sarmaktı. İnce yapalım diye neler çektik. Zevkli kısmıysa sprey boyayla boyamaktı. Şimdi yeni evimin kapısını süslüyor. Bunu yapalı 2 ay felan oldu üzerinde oynamalar yaptım tabiki. İnce çam dalları kuruyup ufalanınca yerine yapma yapraklar yerleştirmek zorunda kaldım. Kapıdan geçerken süse bakanlara hemen "ben yaptım, ben yaptım" diyorum. Sipariş veriyorlar "banada yap" diye. Cıx "şimdi yapamam. Çalışıyorum zamanım yok, ozaman ev kuşuydum can sıkıntısına yapıyoduk".

Dolap "Kurdu" olduk.

Felaket yorgunum, dün gece yatak odası takımını yeniden kurmaya çalıştık tam 4 saatimizi aldı. Biz kurmaya çalıştıkça o yıkılmaya çalıştı. Offf belim çok fena ağrıyor. Tam "kurduk tamamdır" dedik, bi parça kaldı dışarda onuda yerleştirebilmek için geri bozduk. Bi kaç kez tepemize felan geçti. En sonunda güç bela tamamladık. Görüntüde bi problem yok ama sürgülü olan kapakları yerinden kıpırdatamıyoruz. Sırf etraftaki dağınıklık kalksın yatak odası toplu görünsün diye yaptık. Nede olsa bi kaç haftaya bu gidecek yenisi gelecek dedik ama inşallah kısa süre içinde getirirler mobilyamızı.

Ablamlar bugün yola çıkıyorlar. Öpleden sonra çıkarız yola demişti. Akşam saatlerinde burda olurlar inşallah. Allah kazasız belasız yolculuk versin. Misafirlerimize bu akşam çiğköfte, rakı sofrası düzenlemeye karar verdik. Dün gece yorgunluğum olmasaydı heyecandan uyuyamayacaktım. Sabah evden çıkarken son rötüşleri attım. Büyük ihtimal eve birlikte dönücez. Antalyayı bilmedikleri için buluşma yeri belirleyip ordan beni alacaklar. Eve gittiğimizde herşey hazır olsun istedim. Ablam için hediye almıştım ama henüz kuzucuğuma bişey alamadım. Ablam kıyafet almamı istemiyor, bir sürü kıyafeti varmış. Oyuncağıda ben uygun görmüyorum.Herşey plastik kansorejen, ne alsam ki minik kuzuma ben? Fikir verin arkadaşlar...

Salı, Nisan 13, 2010

Olleeeyyy ablam geliyooo

Allah nasip ederse yarın akşam ablamlar bize geliyorlar.Çok heyecanlıyım.Kuzucuğumu çok özledimm... İlk defa evimi görecek, rezaletki henüz Sivas'tan siparişini verdiğimiz yatak odası takımı hala gelmedi. Bir ay öncesinde her hafta gün verdi son gün yarındı. Ablam gelmeden kurulumu yapılır diyordum kiiii yarın gelmeyeceğinide  telefondan öğrendim. Delircem yaa sorumsuz, yalancı adamlar. Bir aydır gardırobtaki bütüün kıyafetlerimiz boş odada koltukların tepelerinde. Kirliler temizler birbirine karıştı. Resmen göçüyoruz. Bir güzel payladım telefonda adamı, evime ilk gelen misafirim evimi öyle gördükten sonra, sen mobilyaları 3 ay sonra gönder umrumda değil !!! Çok Çok sinirliyimmmmm. Amaaaa bi yandan da ablam geleceği için çok mutluyum. Duygu karmaşasındayım biri beni durdursuuuunn.
Neyse artık!
Ablam gelsin banada varsın öyle olsun evim demekten başka tesellim yok.

Pazartesi, Nisan 12, 2010

Başka Bişey desem olacakmış

Ne kadar kalbim temiz Allah'ım... İşe bak tarhanadan bahsederken çekilişi düzenlenmiş. Şimdi ben bu çekilişe atlamam mı? atlarım... İnşallah bana çıkar inşallaaahhhh....linkini veriyorum buyrunuz  tıkırtınn

Muhacir Tarhanası

Bizim yörenin tarhanası değişik olduğu için herkesin bildiği tarhananın başına ekleme yapmışız. Bekarkende çok severdim, hala çok seviyorum. Geçende ismini hatırlayamadım bi arkadaş bu tarhanadan bahsetmiş bloğunda. Nasıl canım çekti, nasıl canım çekti anlatamam. Hafta sonu menüme dahil ettim bende. Oldum olası ekşi severim, galiba bu çorbayıda ekşi olduğu için seviyorum. Yapımı çok meşakatli olduğu için muhacir arkadaşımdan isterdim. Şansıma Antalyalılarda çok severmiş bu tarhanayı. Bu yaz ne yapıp edip, zorda olsa bir sürüüü yapmam lazım bundan.

Havuçlu kek

Eşimin sevdiği kek olduğu için sık sık yaparım.Üzerine muhallebi yapıp dökünce farklı bir lezzet olur. Cumartesi günü otur otur evde canım sıkılınca uğraşım oldu.

Cumartesi, Nisan 10, 2010

Büroda kahvaltı Keyfi

Bu sabah büroda ekipçek kahvaltı ettik. Gırgır, muhabbet ve tıka basa kahvaltı. Şuan oturuyorum ama karnım burnuma yapıştı. Ne yemişiz yaa...

Cuma, Nisan 09, 2010

Şehriye Çorbası

Çok acıktığımda ve yapacak bişey bulamadığımda kurtarıcım olur şehriye çorbası. Hem çok seviyorum hemde bana göre en kolay yemeklerden biri. Dün akşam yine kurtarıcıydı soframda. Eşim mezeci olduğu için sürekli atıştırır otelde, akşamda yemek yemek istemez. Bende kendime pişiririm ne pişireceksem. Bugünde aklımdaki, annemle benim special yemeğimiz makarna mantısı. İki gün yemezsem özlüyorum. Nasıl bir tutkuysa benimkisi.

Perşembe, Nisan 08, 2010

Lorealden yeni kalem ve rujlarım

1 mayısta  memleketime gidiyorum ve ufak tefek hediye almaya başlamam lazım. Bugün iki tane ruj ve ördek başı yeşili göz kalemi aldım. Hediye veririm arkadaşlara diye düşünerek aldım ama ben kullanıcam galiba. Kırmızı rekn rujum bitmiştidee..... Göz kalemide ne zamandır aradığım renkti. Off... Pufff.... naapsamki yaaa... 
Rujların kapaklarında ayna var çok hoşuma gitti. Ruj sürerken ayaküstü bide ayna çıkarmak zorunda kalmıycam. :)

Çarşamba, Nisan 07, 2010

:))))))

Ofisteki kızlar ısrarla bu şarkıyı dinlememi istediler. Şarkı beni anlatıyormuş. Gülmekten yarıldım. Akıllarınada geliyo haylazlık.  Söyleyen Candan Erçetin.

Birine aşık oldum


Düştüm peşine

Hayat çok güzel göründü

Birden gözüme



Annem sakın yapma dedi

Güldüm yüzüne

Çok seviyorum anne dedim

Karışma bize



Vay vay vay vay benim halime

Dinlemedim anneciğimi düştüm zalime

Vay vay vay vay benim halime

Bulamadım çaresini yandım kaderime



Cicim ayları geçince

Geldim kendime

Söyleyemedim kimselere

Kaldım dertlere



Yarin huysuzluğundan

Bezdim bin kere

Kaynanamın dırdırından

Döndüm iğne ipliğe



Vay vay vay vay benim halime

Dinlemedim anneciğimi düştüm zalime

Vay vay vay vay benim halime

Bulamadım çaresini yandım kaderime

Aradığınız kişi yoğunluktan dolayı.....

Çok fena çalışıyorum. Ahanda kanıtı. Borçluları 11880' den sorgulayıp, arama yapıyorum. Koskoca Antalya kırk tane numara kaydı çıkıyor sorduğum kişi üstüne. Tek tek arıyorum, kimlik teyidi istiyorum. Bin dereden su getirtiyolar valla. Kontor dolandırıcılığı peydah olmuş, kimse baba ismini vermek istemiyor. Hatta geçende aradığım bi kişi beni iyice araştırdı. "Sen kimsin? Nerden arıyosun?Avukatın ismi ne? ofisiniz nerde?"  Yarım saat sonra tak adam çıktı, geldi. Kendisi Jandarma Başçavuşumuymuş neymiş. Baltayı taşa vurmuşum haberim yok.Dolandırıcı sanmış beni, geldi teftiş etti sahiden ofismi diye. N'apalım anacım bizimde işimiz bu. Yarın bi gün sizide arayıp baba isminizi soran olursa "mimozayım, sen misin?" diye sorun :))

Biberiye

Ablamın tavsiyesiyle bugün gidip aktardan biberiye çayı aldım. Kaynamış suya bir çorba kaşığı atıp bir kaç dakika geçtikten sonra süzüp içiyoruz. Ablamın iddiasına göre (arkadaşı denemiş) haftada 3 kilo verebilirmişim. İnternetten araştırdığım kadarıyla güçlü bi toksin attırma özelliği var. Terlemeye yardımcı oluyormuş. Ablam streç folyoyla problemli bölgeyi sarıp gün boyu onunla gezmemi önerdi hatta adliyeye öyle gidebilirmişim. Pişik olurum yahu! Biraz sonra deniycem tabii streçlemiycem kendimi. Çayın tadına bakıcam.

Salı, Nisan 06, 2010



Bu aralar okadar yoğunum ki.. Adliyeye bile daha az gidiyorum. Bu seferki yoğunluk büro içinde. Tahsilatlarımızın artması için dört elden arama yapıyoruz. Papağan gibi ezbere geçtim her telefonda " Dosyanızda hiçbir kıpırdama yok, genel müdürlüğümüz işlem yapmamı istedi Hacze gelirsem dosyaya 300-400 lira masraf eklenecek sizden acil ödeme bekliyorum." Tepkiler gelebilir biliyorum ama bizde neticede elçiyiz kurumla çalışıyoruz, ekmeğimizi ordan kazanıyoruz. Benim en büyük tesellim o borcun zevk sefa ile yapıldığıdır, yani adam ev almış araba almış yemiş içmiş parayı. Şimdi borcunu öderken mi zoruna gidiyo. Benimde borcum var, benimde kredi kartlarım var. Herkez ayağını yorganına göre uzatmayı bilecek. Devir böyle.. Pöfff baydım yaa. Neyse kapatıyorum bu konuyu.

Antalya'da yaz sezonu açıldı. Cumartesi günü küçücük çocuklar denize giriyolardı. Hava çok sıcak deniz çarşaf gibi. yaz geldi vesselam.

Bol sebzeli kısır

Hem yiyoruz hemde kilo aldık diye yakınıyoruz. Ne kadar etkili bilemem ama biz kısıra bol sebze koyarak kendimizi tatmin etmeye çalışıyoruz. Geçen akşam arkadaşta otururken canımız kısır istedi, saat 20,00 akıla düştü bir kere... yapalım mı haydee yapalım. Bari dedik yeşilliğini bol doğrayalımda çabuk doyalım. Hpmini gırtlak yedik kısırımızı kalktık. Biri bizi durdursun!...



Cuma, Nisan 02, 2010

Dere otlu poğaça

Dün akşam eşim Kurtlar Vadisine adapte olmuş izlerken canım sıkıldı. Adam resmen hipnoz oluyo yaa. Kendisi konuşmadığı gibi benimde konuşmama müsade yok. Pür dikkat kesiliyoruz. Kaç senedir ekranlarda henüz bir bölümünü izlemişliğim yoktur. Madem ses çıkmayacak, kendi halimde uğraşmaya başladım. Buzdolabı ve bulaşık makinasının üzerini sildim. Lavaboları ovdum. Kesmedi bugünün yemeğini yaptım.  Bi dee yeni tarif deniyim dedim Dereotlu poğaça yaptım. Tarifi ezberimde olmadığı için veremiyorum. Fırının kullanım kılavuzunun içinden çıktı. Ordan okuya okuya yaptım.